Tarabya Tarihi 3

DREA STARAS : YEDİ GÖBEKTEN BİR TARABYALI..     

 

     Bugün 15 Ekim 2008. Sabah yine erkenden Tarabya Meydanı'na iniyorum.Şalcıkır Sokak'tan geçerek...İnceden bir yağmur yağıyor sindire sindire.Boğaz'ın suları bu puslu havada gri renkte akıyor.İşlerime başlamadan önce Muhtar Refet Bey'e selam vermek, halini hatırını sormak istiyorum.Dereiçi Sokak'tan Tarabya Muhtarlığı'na doğru hızlı adımlarla ilerlerken oradaki kaldırıma çıkmakta zorlanan koltuk değnekli yaşlı bir bey ile karşılaşıyorum.

  İnternette ilk kez !

Andrea Staras  (sağdaki)Tarabya Spor Kulübü'nden yetişen kaleci Sabri Dino ile-1955 yılı...

             Karşımda yağmurdan ıslanan ceketinin omuzları hafifçe  sarkmış bir ihtiyar duruyor.Sokaktaki evleri ve  karakolun yanıbaşındaki asırlık çınarı dikkatle seyrediyor.Sol koluyla tek koltuk değneğine yaslanmış, sağ eliyle de o asırlık çınarı adeta okşamakta..Yüzündeki hüzünlü fakat mesut ifadeyi farkettiğimde    merhamet duygularım kabarıyor.

              Merakla yanına yaklaşıp soruyorum : "Size yardım edebilir miyim ? Sanırım yürümekte biraz zorlanıyorsunuz." İhtiyar ıslanmış gözlerini cebinden çıkardığı bir mendille  silerken beni süzüyor.."Çok teşekkür ederim.Tanrı'ma şükürler olsun ki bu günleri de gördüm.Bilseniz buraları ne kadar çok özlüyorum !" Konuşmasındaki aksanından yaşlı bir Rum vatandaşımız olduğunu derhal seziyorum. Ne de olsa eski bir Yeniköylüyüm, bir Boğaz çocuğuyum...Kulaklarımda o aziz dostlarımın  sesleri zaman zaman yankılanır.

             "İsterseniz  gideceğiniz yere kadar size refakat edebilirim.Bu sokakta mı oturuyorsunuz ?" diyerek yardımseverliğimi pekiştiriyorum.

            "Beyfendi,Atina'dan 50 kişilik bir turist grubuyla İstanbul'a gezmeye geldim.Ben eski bir Tarabyalıyım.Tarabya'da doğmuşum ve Yunanistan'a göç ettiğimiz 1965 senesine kadar ailemle bu mahallede oturduk.Muhtar Refet benim gençlik arkadaşımdır.Şimdi kendisini ziyaret edeceğim." Tesadüfün bu kadarına da pes diyorum içimden ve hemen  teklifimi yapıyorum:"Beyefendi, ben de şimdi Muhtar Bey'e uğrayacaktım.İsterseniz birlikte gidelim."Teklifime başını hafifçe öne sallayarak olumlu cevap veriyor.Sol koluna giriyorum ve biraz ilerideki  muhtarlığa doğru ilerliyoruz.

              Refet Bey kapıdan giren eski  arkadaşını görünce ayağa fırlıyor ve iki dost sarmaş dolaş oluyorlar.Muhtarımızın bu ani ziyaretten oldukça mutlu olduğu açıkça görülüyor."Hoş geldin Andrea ! Bayağı uzun zaman girdi araya seni görmeyeli.." diye başlayarak gelişen,baldan tatlı koyu bir sohbetin içinde buluyorum kendimi.Büyük bir keyifle izlediğim yıllanmış dostların  buluşmasında öğrendiklerimi,Tarabya'nın,Türk Atletizminin,Türk sporunun tarihine olduğu kadar,İstanbul'un Sanayi Tarihi'ne aşağıda not düşüyorum.

             Tarabya'ya içindeki muazzam vatan hasretiyle gelen bu zat Sayın ANDREA STARAS olup,1929 yılında Tarabya'da dünyaya gözlerini açmış.Anne soyu için "yedi göbekten Tarabyalı" diyeceğimiz bir kişi olan Andrea Bey'in annesi buranın VASO Sülalesi'nden geliyormuş.Padişah III.Selim anne tarafından büyük dedelerine binlerle dönüm tarlalar ihsan etmiş.Ancak aradan geçen zamanda,özellikle 1920'lerden sonra anne soyundan gelenlerin ilgisizliği artmış ve sayıları giderek fazlalaşan mirasçılar arazilerine sahip çıkmamışlar,mülkiyetleri de Hazine'ye geçmiş.

               Andrea Staras,1946 yılının Şubat ayında kurulan  Tarabya Spor Kulübü'nde uzun yıllar atletizm sporuna gönül vermiş.Günümüzde de  Tarabya Spor Kulübü'nün futbol sahası olan yerde faaliyete geçen kulüp bu araziyi Askeriye'den devralmış,çünkü 2.Dünya Savaşı yıllarında  bölgede Tabya Mevkii denilen yerde konuşlanan  topçu birliklerindeki katanaların (topları çeken dev atlar) barındıkları Katana Ahırları bulunuyormuş.Muhtar Refet Bey'in elinde 1940-1960'lı yıllardan kalma ve milli bayramlarda Tarabyalı Sporcuları toplu halde gösteren bazı resimler var.Ancak Andrea Bey'in elinde de gençlik yıllarında coşkuyla yaşadığı sporculuk anılarını belgeleyen geniş bir fotoğraf albümünün olduğunu anlıyoruz.

                 Tarabyalı atletlerin koştukları,antremanlarını yaptıkları ana parkur Tarabya-Yeniköy-Tarabya-Kireçburnu-Tarabya şeklinde katediliyormuş ve 9 kilometre geliyormuş.Buna uzun parkur diyorlarmış ve bir de kısa mesafe parkurları varmış.

                 Andrea Staras gençlik yıllarında Tarabya Spor'un ve İstanbul Bölgesi'nin bir koşucusu olarak Bölge ve Türkiye Atletizm Şampiyonalarında 1500 ve 5000 metre yarışlarında ter dökmüş.Çeşitli güzel dereceler yapmış,milli atletlerle yarışmış,başarılı bir atlet olmuş.Dolmabahçe'deki Mithat Paşa Stadyumu'nda (İnönü) yapılan atletizm yarışlarında çekilmiş fotoğraflarını bize yakında gönderecek.

                 Orta ve uzun mesafe koşucusu Tarabya Spor'lu atlet Andrea Staras 1950'li ve 1960'lı yıllarda "Efsane Atletler" ve "Üç Silahşörler" diye anılan şampiyon ve milli atletlerimizden Ekrem Koçak (1932-1993),Cahit Önel(1926-1970) ve Osman Coşgül (öl.2001) ile birlikte koştu,bu güçlü sporcularla yarıştı.Yine bu üç atlet gibi rekortmen ve şampiyon milli atletimiz olan kısa mesafelerin ,400 m bayrak yarışlarının efsane atleti Todori  Yordanidis ile yakın arkadaşlık yapmış.Yenikapılı bir Rum asıllı vatandaşımız olan Todori Yordanidis'in  evlendiği hanımın Tarabyalı bir Rum kızı olduğunu belirtiyor Andrea Bey..Yordanidis'lere  uzun ömürler diliyoruz hep birlikte..

Andrea Staras'ın aktif  sporculuk yaşamını çok başarılı bir meslek hayatıyla birlikte sürdürdüğünü anlıyoruz anlattıklarından.1950'lerin ve 1960'ların İstanbul'unda kalorifer tesisatında uzmanlaşıyor.    Tarabya'daki ve İstanbul'un çok değişik semtlerindeki kamu binalarının, okulların,fabrikaların,apartmanların kalorifer ve su tesisatlarını önceden teknik uzman sonraları da  tesisat müteahhidi sıfatıyla başarıyla yapıyor.Onlarca çırak,kalfa ,usta,taşeron,müteahhit yetiştiriyor,onlara rehberlik ediyor.Andrea Staras'ın İstanbul'da komple tesisatını yaparak teslim ettiği Ece Makarna Fabrikası (Topkapı Maltepesi'nde) kurulan, ilk irmik ve makarna tesisi olmuş..İtalya'dan ithal edilen makinaların montajlarını yapan İtalyan uzmanlarla birlikte su ve  kalorifer    tesisatlarını tamamlamış. Ece Makarna'nın o yıllarda  radyoda yayınlanan reklamının melodisi ve sözleri şöyleydi : "Garrson Ece getirrr/Garrsonn Ece getirrr/Garsoonn/Afiyet Olsunn (garsonun sesi)

                  2009 yılında 80.yaş gününü birlikte kutlamak üzere kendisini Tarabya'ya davet ediyorum.Verdiği  cevap  "Allah kısmet ederse geleceğim..."

                           SÖYLEŞİYİ YAPAN: M. CEMAL BEŞKARDEŞ, Yeniköy 1944 doğumlu bir Boğaz çocuğu...

 

 

 
Bugün 8 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol